Şinasi'nin "Münacaat" şiirinin beyitleri ve açıklamaları


MÜNÂCAAT

Hak Teâlâ azamet âleminin pâdişehi
Lâ-mekândır olamaz devletinin taht-gehi (1)

Hâsdır Zât-ı İlâhisine mülk-i ezelî
Bî-hudûd anda olan kevkebe-i lem-yezeli (2)

Eser-i hikmetidir yerle göğün bünyâdı
Dolu boş cümle yed-i kudretinin îcâdı (3)

İzzet ü şânını takdis kılar cümle melek
Eğilir secde eder pîş-i celâlinde felek (4)

Emri vech üzre yer eyler gece gündüz hareket
Değişir tâzelenir mevsim-i feyz ü bereket (5)

Pertev-i rahmetinin lem'asıdır ayla güneş
Tâb-ı hışmından alır alsa cehennem âteş (6)

Şerer-i heybet-i ulviyyesidir yıldızlar
Anların şûlesi gök kubbesini yaldızlar (7)

Kimi sâbit kimi seyyar be-takdîr-i Kadîr
Tanrı'nın varlığına her biri bürhân-ı münîr (8)

Varlığın bilme ne hâcet küre-i âlem ile
Yeter isbâtına halk ettiği bir zerre bile (9)

Göremez zâtını mahlûkunun âdî nazarı
Hisseder nûrunu amma ki basiret basan (10)

Vahdet-i zâtına aklımca şehâdet lâzım
Can ü gönlümle münâcât ü ibâdet lâzım(11)

Neş'e-i şevk ile âyâtına tapmak dilerim
Anla var Hâlik'ima gayri ne yapmak dilerim (12)

Ey Şinâsî içimi havf-ı İlâhî dağlar
Sûretim gerçi güler kalb gözüm kan ağlar (13)

Eder isyanıma gönlümde nedâmet galebe
Neyleyim yüz bulamam ye's ile afvım talebe (14)

Ne dedim tövbeler olsun bu da fi'l-i şerdir
Benim özrüm günehimden iki kat bed-terdir (15)

Nûr-ı rahmet niye güldürmeye rû-yi siyehim
Tanrı'nın mağfiretinden de büyük mü günehim (16)

Bî-nihâye keremi âleme şâmil mi değil
Yoksa âlemde kulu âleme dâhil mi değil (17)

Kulunun za'fına nisbet çoğ ise noksanı
Ya anın kahrına galib mi değil ihsanı (18)

Sehvine oldu sebeb acz-i tabiî kulunun
Hem O'dur âlem-i ma'nîde şefî'i kulunun (19)

Beni afvetmeğe fazl-ı ilâhîsi yeter
Sanma hâşâ kerem-i nâ-mütenâhîsi biter (20)

Şinâsi

AÇIKLAMASI:
1- Allah ululuk âleminin padişahıdır. O'nun devletinin taht yeri yoktur. Çünkü Allah "mekândan münezzeh"tir, belli bir mekânı yoktur.

2- Ezelden beri varlığını sürdüren bu evren O'nun ilâhî zatına özgüdür. Bu âlem sonsuz, yıldızları da sınırsızdır.

3- Yeryüzü ile gökyüzünün yaratılması O'nun yaratıcı gücünün eseridir. Hayat belirtisi olan veya olmayan bütün âlemlerin yaratılması O'nun kudreti iledir.

4- (Ey ulu Rabbim!) Senin yüceliğini ve ululuğunu bütün melekler takdis eder, âlem Senin büyüklüğün önünde eğilir, secde eder.

5- Dünya O'nun emri doğrultusunda hareket eder, gece ile gündüzün oluşması, bolluk ve bereket mevsimlerinin değişmesi ve yeniden canlanması gene O'nun emri iledir.

6- Ay ile güneş rahmet ışığının parıltısıdır. Cehennem ateş alırsa O'nun hışmının ateşinden alır.

7- Yıldızlar, O'nun görkemli heybetinin kıvılcımıdır, bu yıldızların ışığı gökyüzünü yaldızlar.

8- Tanrı'nın takdiri ile kimi hareketli kimi hareketsiz bu varlıkların her biri O'nun varlığına açık bir delildir.

9- O'nun varlığını bilmek için âleme bakmaya ne gerek var, yarattığı bir zerre bile O'nun varlığını isbata yeter.

10- O'nun zatını yarattıklarının sıradan bakışı göremez, ancak gönül gözü açık olanlar nurunu algılayabilir.

11 - Zatının birliğini aklımca doğrulamak gerek, can ve gönülden (yalvarıp) yakarıp, ibadet etmek gerek.

12- Gönül dolusu şevk coşkusu ile âyetlerine tapmak dilerim. Rabbim'e ne yapmak, nasıl yakarmak istediğimi artık anla.

13- Ey Şinâsi, içimi Allah korkusu dağlar, her ne kadar yüzüm gülerse de gönül gözüm kan ağlar.

14- İsyanıma gönlümde pişmanlık ağır basar; ne yapayım, üzüntü ile bağışlanmamı istemeye yüz bulamam.

15- Ne dedim, tövbeler olsun, bu da bir kötü iştir. Benim özrüm günahımdan iki kat daha beterdir.

16- Allah'ın rahmetinin nuru kara yüzümü niçin güldürmesin, benim günahım Allah'ın bağışlama gücünden büyük müdür?

17- O'nun sonsuz cömertliği âlemi kaplamıyor mu, yoksa yaratmış olduğu kullar bu âleme dahil değil mi?

18- Kullarının zaaflarına oranla kusurları da çoktur. Ancak O'nun bağışlama ve yardım gücü kahrına üstün değil mi?

19- Kulunun hatalarına, onun yaratılıştan gelen zayıflığı sebep oldu. Hem (zaten) mânâ âleminde kulun bağışlanmasına vesile olacak olan da o(nun bu zayıflığı)dur.

20- Beni bağışlamaya O'nun İlâhî fazileti yeter, çünkü sonsuz keremi, hâşâ, biter sanma.

(Bu şiir ve açıklaması Büyük Türk Klâsikleri, 8/330-31'den alınmıştır. Ötüken-Söğüt, İst. 1988)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MÜNACAT ŞİİRİNİN ÇEVİRİSİ

DİRSE HAN OĞLU BOĞAÇ HAN DESTANINDAKİ MOTİFLER