Hans Magnus Enzensberger, Bir Kitle İletişimi Araçları Teorisi>>nin Oluşturucu Öğeleri Çeviren: Ünsal Oskay
Hans Magnus Enzensberger, <<Bir Kitle İletişimi Araçları Teorisi>>nin Oluşturucu Öğeleri
Çeviren: Ünsal Oskay
E. Başpınar
Makalede genel olarak elektronik iletişim araçlarının nasıl ortaya çıktığından, siyasetin ve üretimin bundan nasıl faydalandığından, reklamların toplum üzerindeki etkisinden, iletişimin karşılıklı yapılmak istense de günümüzde TV gibi tek yönlü, istenilen yönde düzenlenmiş ve sınırlanmış içeriklerle sunulmasından, yazılı ürünlerden ve sanatın özgünlüğünün neye göre belirlendiğinden bahsedilmektedir. Bu bağlamda tek tek anlatılanları ele alıcak olursak;
1. Sanayi devrimi ile birlikte elektronik iletişim araçlarının toplumca bilinçli kullanımını yönlendirmek amacıyla biçimlendirme yoluna gidilmiş ve böylelikle üretici güçler tarafından istenilen düzeyde ve hızda toplumların toplumsal ve ekonomik gelişmeleri belirlenmiştir. Bu durum sadece iletişimle kalmayıp insanların temel gereksinimlerini sağladığı diğer sektörlere de yansımıştır. Böylece teknoloji yönlendirilen ve denetlenen bir kafes haline gelmiştir. İletişim araçlarıyla ilgili hiçbir Marksist teori bulunmamakla birlikte sosyalist teoriler bulunmaktadır.
KİTLE İLETİŞİMİ ARAÇLARININ HAREKETE GEÇİRİCİLİK GÜCÜ
2. Elektronik iletişim araçları -her ne kadar önelenmeye çalışılsa da- siyasi açıdan toplumu harekete geçirme işlevine sahiptir. Fakat toplum bölükleştirilerek siyasetin sadece nesnesi konumuna gelmekte ve itilip sömürülmek suretiyle kendi öz seçimlerinden ayrı bağımlılaştırılmış bir hareket alanına maruz bırakılır. Oysa kitleler tek yönlü emir alma iletişim sisteminden ayrılıp adına yakışır manada “kitle iletişim araçları”nı karşılıklı kullanabilirse bu sayede pasiflikten kurtulup örgütlenebilir. Örneğin radyo sadece bir gönderi aracıyken teknik yönden desteklenip alıcı ve verici ile -tıpkı telefonda olduğu gibi- iletişim aracı haline getirilmesi günümüz teknolojisi ile mümkünken siyasi yönden sorun teşkil edeceği gerekçesi ile bilinçli olarak engellenmektedir.
ORWEL’Cİ FANTEZYA
3. Kontrol edilen bir veri şebeke içinde kritik genişliği aştıktan sonra artık kontrol edilemez ama sadece istatiksel olarak incelenebilmektedir. Fakat bu genişleme kontrol edilip gerektiğinde sansür uygulanması için, ele alınan sistemin kendisinden daha büyük ve karmaşık bir aygıtın kurulmasını gerektirir. Bunu sağlayabilmek için o toplumun en büyük yatırımı alanı iletişim sanayisi olması gerekir. Böylece istatiksel kontrol yöntemi ile şebekeye karşı oluşan tehditler rejim önderliğinde polis ve askeri güçle giderilir. Elektronik iletişim araçları yada kopya çoğaltım makinaları daha başta önlem alınıp tekelin malı sayılıp kiralanırsa ancak iktidarın kuralları ile sorunsuz tekdüze yayın yapabilirler. Sansür olayı daha başından beri düşünce özgürlüğü basın özgürlüğü gibi kavramlar ancak burjuvada kalmış halka yayılamamıştır. Çünkü işçi sınıf hiçbir zaman mülkiyet kavramını tadamamıştır. Sansürü engellemenin tek yolu birleşmeyi başarmaktır.
SOL ELEŞTİRİDE KÜLTÜREL ARKAİKLİK
4. Batı Avrupada sosyalist hareket herkese seslenmekten çok gazete ve dergilerde kendine kazandırdığı bir kamuoyu yaratmıştır. Bu yayınları yazanlar olayları televizyondan takip eden sıradan insanlardı. Onları farklı kılan iletişim araçlarını manipülasyon sloganına indirgemeleriydi. Halk bu sosyalist bilinçle ticari anlayışın kurbanı olmaktan kurtarılmaktaydı.
5. Manüpülasyon -genellikle siyasi amaçla- insanları istemedikleri halde ama zor kullanmadan etkilemek, ikna etmek, belirli amaçlarla seçilmiş bilgileri öğretmek demektir. Manipüle edilmemiş hiçbir iletişim aracı yoktur. Denetimi sansürle değil yayınlanan programların etkisinde kalan halk tarafından yapılır.
6. Yeni iletişim araçları eşitlikçidirler. Belli bir kesim için ayrıcalıklı -kapalı devre- televizyon programları olsa da bilgi eşit olarak herekse aynı düzeyde dağıtılmaktadır.
YENİ İLETİŞİM ARAÇLARININ ÖZELLİKLERİ
7. Yeni iletişim araçları tarihi materyalleri kaynak alıp geleceğe yönelik çalışırlar.
8. Kitle iletişim araçları tüketim olduğu kadar üretim araçlarıda olmuşlardır. Hala tek yönlü iletişim araçları olan radyo, TV vs. devlet kontrolündeyken telgraf, telefon vs. üretim araçları özgürdür. Bu sebeple sosyalist hareketler mutlaka kendi istasyonlarını kurmalıdır.
9. Yeni araçlar iktidar baskısı yüzünden gelişememektedir. Oysa sosyalist toplumda hereksin yaratıcı üretimine açık olmasıyla birlikte bu araçlar geliştirilebilmektedir. Fakat günümüzde bireyselleşen benlik paylaşımları ve elindeki en son makinayı en basit amaçala tüketen bireyler bulunmakta. Böylece iktidar başını ağrıtmayacak zararsız bir toplumu yaratır. Ve bireyleri ancak duymak istediği noktaya kadar dinleyip aleyhine olan yorumları anında -yayını/sözü- keser. Yada hiç buna mahal vermeyip daha başta kurallarını koyduğu “lisans” kavramı ile gelişimi denetler.
10. Teknolojik aygıtlar binlerce işçinin elinde kullanılmasına karşılık toplumsal çatışmanın olduğu yerlerde -bürokrasi- kullanılmamaktadır. Burjuva halkın özel konuşmalarını dinlerken kendisini bu açıdan yasal önemlere alır ve özel hayatın mahremiyetinden bahseder. Bireylerin iletişim araçlarından doğru yararlanması ve böylesine ayrımcılık içeren soyutlanmışlıktan kurtulmaları için örgütlenmesi gerekmektedir. Kitle iletişim araçları özveriye dayalı entellektüel burjuvanın değil öz-bilmeye dayalı gerçek kitlenin olmalıdır.
11. “İyi yaşamak” adı altında yapılan reklamlar gereksiz ihtiyaçlar üretip kitle tüketimini arttırarak ve kitleleri yoksullaştırarak kapitalizmin sömürüsü haline getirir. Sosyalist hareket bu durumu ciddiyetle incelemeli halkı bu cehaletten irade bilinciyle kurtarmalıdır.
YENİ İLETİŞİM ARAÇLARININ SİSTEMİ ALT-ÜST EDİCİ GÜCÜ
13. İşçi ve burjuva sınıfı ortak olarak elektronik iletişim araçlarının nesnel düzeni alt-üst ettiğini kabul etmektedir. Bu araçlar sömürünün bir organı haline gelmiştir. Özellikle siyaset kendi yazdığı çizdiği uydurma hikayelerle TV programlarında halkı istediği yöne çekmiştir.
16. Sanat özgünlük ve el emeği ile ölçülen bir ürünken üretim koşullarının değişmesi bir ürünün birebir kopyasının makinelerce kısa sürede yapılır hale gelmesi sanatın öldüğü ibaresi ile sonuçlanmıştır. Fakat sadece marksist teorisyen Walter Benjamin yeni iletişim araçlarının bu durumu kurtarıcı ve özgürleştirici yanının bulunduğunu dile getirmiştir. Sanat eseri üretim süreci özgün bir ritüeldir ve anlık değişimler yaşanabilir fakat makina tek tip ve siyasetin kurallaştırdığı bir çoğaltım aracıdır. Klasik geleneksel kültürel kalıntılar moderneleşen olgularla yok olması, neyin sanat neyin sanat olmadığı sorusu çok derin mevzulardır. Örneğin ressam bir sanatçıyken fotoğrafçıyı hangi kategoriye alacağız gibi soruları yanıtlamak bir başka çalışma konusunu teşkil etmektedir.
YAZILI KÜLTÜRÜN VAROLUŞUNU SÜRDÜRMESİ
17. Tarihte uzun bir sözlü kültürün birikiminden sonra yazılı kültüre geçilmiştir. Ve daha sonra yine insanlar elektronik iletişim araçları sayesinde başa dönmüş ve konuşur olmuşlardır. Yazı kültürü semantik ve semiyotik düzeyde biçimsel özellikler taşıyan ve aşırı kuralcı bir yapıya sahiptir. Yazı bir otorite yoluyla -okul- kuşaklara aktarılır. Sözel ifadelerde bulunan çelişkili ifadeler, jest ve mimikler, sesin yüksekliği, konuşmanın hızı, cümlelerdeki tutarsızlıklar yazıda asla bulunamayan öğelerdir. Bu sebeple yazıda yapılan her hata kendini açığa vurur. Oysa sözel ifadelerde çelişkiler kamufle edilebilir. Günümüzde teknolojik gelişmelerle tek yönlü iletişimden çok karşılıklı etkileşim istenmektedir. Geliştirilen yazı yazma ve kopya makinalarıyla yazı da bu teknolojik gelişmelere ayak uydurmaktadır.
20. Üretilen her öncü sanat geleceğin bir demosu-bildirisi formundadır. Örneğin I. Dünya Savaşı zamanında edebiyat ve sanat aracılığıyla ortaya çıkan Dadaism günümüzde film sektöründe önemli yere sahip olmuştur.
21. Eski tarz sanatçının amacı, kendisine duyulan ihtiyacın ortadan kalkmasına kadar kendisine düşen görevi yerine getirmesidir. Kendisine ihtiyaç duyulmayan kişi özgür kişidir. İletişim araçlarının da özgürleşmesi gerekmektedir. Yazar yahut sanatçı kitleleri özgürleştirmelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder